SENİ SEVMİYORUM - Tapa blanda

Seni Sevmiyorum, ayni kadini seven iki erkekle bu kadinin dostluk, ask, kiskanclik ekseninde gelisen iliskilerinin ve yasama dair pek cok seyin sorgulandigi son derece degisik bir roman. Ask ucgeninin koselerinde duran kahramanlardan her biri, kendi siralari gelince soz aliyorlar. Julian Barnes, etkili bir kamera teknigi yontemi ve her zamanki essiz ironisiyle, kahramanlarinin gonul yaralarini en acitici noktalardan desiyor. Stuart, kurallara asiri bagli, ayaklari fazlasiyla yere basan ve aradigi ideal kadini bir turlu bulamamis bir bankaci; Oliver ise, onun tam tersine, disa donuk, bir hayli delismen, oyunbaz, alayci bir dil ogretmeni. Bu iki kadim dost, tablo restorasyonuyla ugrasan Gillian'a âsik oluveriyorlar ve butun dengeler altust oluyor. Sonuc elbette yara alan dostluklar, kiskancliklar, elestiriler, ofkeler, alaylar, uzun soylevler, ic monologlar; kisacasi, insana ozgu olan her sey... Gillian, inip kalkan ask tahterevallisinde kimi zaman Stuart'in kimi zamansa Oliver'in yanina oturuyor ve bir taraf hep asagida kaliyor. Seni Sevmiyorum iste bu "asagida kalis" duygulanimlarina iliskin, yazinsal tatlarla dolu, son derece degisik bir roman. Acaba paranin egemen oldugu gunumuz dunyasinda "ask" da piyasa guclerine gore mi isler? Yoksa askin kendine ozgu bir kanunu ve gecerliligi mi vardir? Askin gercek bir degeri varsa, bu deger nedir? Yoksa ask, eninde sonunda hayal kirikligi yaratan bir yanilsamadan mi ibarettir? Ya da ask, seks yaptiktan sonra birinin size "Canim" demesini saglayan bir avuntu mudur sadece? Julian Barnes, gunumuz Ingilteresi'nin toplumsal yasamina iliskin olaganustu bicimde ayrintili, sozcuk oyunlariyla, kulturel ve yazinsal gondermelerle dopdolu bir tablo cizerken, iste bu can alici sorularin yanitlarini da ariyor. Yolu aska dusen herkesin okuyacagi bir kitap... "Son derece dokunakli... Buyuk konulari isliyor ben sahsen ask ve hayatta kalmaktan daha agirlikli hicbir konu dusunemiyorum ve bunu yaparken de mizah duygusunu ve kaleminin yumusak